Küresel ölçekte ekonomik eşitsizlik her geçen gün daha da derinleşiyor. Son veriler, dünya genelinde yaklaşık 700 milyon insanın kişi başına günlük 2 dolardan daha az bir gelirle yaşamını sürdürdüğünü ortaya koyuyor. Bu kişiler, "aşırı yoksulluk" olarak tanımlanan sınıfın içinde yer alıyor.
Aşırı yoksulluk, bir bireyin temel ihtiyaçlarını karşılayamayacak düzeyde düşük bir gelirle yaşaması anlamına geliyor. Bu sınır, Dünya Bankası tarafından kişi başı günlük 2 dolar olarak belirlenmiş durumda. Bu düzeyin altında gelir elde eden insanlar, sağlık hizmetlerinden barınmaya, beslenmeden eğitime kadar pek çok temel hakkına erişimde büyük zorluklar yaşıyor.
Aşırı yoksulluk, yalnızca bireysel hayatları değil, toplumların genel refahını ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerini de tehdit ediyor. Yetersiz gelir, kötü yaşam koşullarını beraberinde getiriyor ve bu durum sosyal adaletsizlik, eğitime erişim eksikliği ve sağlık sorunları gibi zincirleme etkilere yol açıyor.
Birleşmiş Milletler ve birçok uluslararası kuruluş, aşırı yoksulluğu ortadan kaldırmak için çeşitli projeler ve yardım programları yürütüyor. Ancak mevcut veriler, bu çabaların yeterli olmadığını ve daha sürdürülebilir çözümler üretilmesi gerektiğini gösteriyor.
Ekonomistler, gelir eşitsizliğiyle mücadelenin yalnızca yardım programlarıyla değil, aynı zamanda adil ekonomik politikalar ve küresel iş birliğiyle sağlanabileceğini belirtiyor. Aksi halde, dünya genelinde yoksullukla mücadele daha da zorlaşacak.