Kırım, 1783 yılında Rus Çarlığı tarafından ilk kez işgal edildiğinde, Kırım Tatarları yarımada nüfusunun %96'sını oluşturuyordu. Ancak "Tatarsızlaştırma" politikaları sonucunda 1783-1922 yılları arasında yaklaşık 1.8 milyon Kırım Tatarı vatanlarından zorla göç ettirildi. Bu süreçte on binlercesi hayatını kaybetti, Kırım'daki Türk-Tatar nüfusu ise %30'lara kadar geriledi.
II. Dünya Savaşı'nın sonlarında Sovyetler Birliği, Kırım'ı Alman işgalinden aldıktan sonra, Stalin'in emriyle Kırım Tatarlarının sürgünü başladı. O sırada 35.000 Kırım Tatar erkeği Kızılordu saflarında savaştayken, arkalarında kalan aileleri gece yarısı hayvan vagonlarına doldurularak Orta Asya çöllerine ve Ural bölgesine sürüldü.
22 gün süren sürgün yolculuğunda açlık, susuzluk ve hastalık nedeniyle binlerce kadın, çocuk ve yaşlı yaşamını yitirdi. Toplamda 195.471 Kırım Tatarı hayatını kaybetti; bu rakam, sürgün edilen nüfusun %46'sına tekabül ediyor.
Bugün Ukrayna, Litvanya, Letonya, Estonya, Polonya, Çek Cumhuriyeti ve Kanada parlamentoları, 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü "soykırım" olarak tanımış durumda. İnsan haklarına duyarlı tüm ülkelerden aynı duyarlılığı bekliyoruz. Bu insanlık suçunun unutulmaması ve gelecek nesillere aktarılması, küresel bir sorumluluktur.
Kırım Tatarlarının Bugünkü Mücadelesi
Ne yazık ki Kırım bugün de Rus işgali altında ve Kırım Tatarları bir kez daha baskı, zulüm ve tehdit altında yaşam mücadelesi veriyor. Ancak tarih bize şunu gösteriyor: "Kırım Tatarlarının millî iradesi olmaksızın Kırım'ın kaderi belirlenemez."
Kırım, Kırım Tatarlarınındır. Kırım, Kırım Tatarlarının tarihi ve ebedi vatanıdır.