KONYA (AA) - SERHAT ÇETİNKAYA - Dünyada öğretileriyle ilgi gören büyük mutasavvıf Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin 17 Aralık 1273'te vefatının ardından yaptırılan ve yeşil kubbesiyle simgeleşen türbesi, günümüzde Mevlana Müzesi olarak "gel" çağrısına kulak veren milyonları buluşturmaya devam ediyor.
Eserlerindeki ilahi aşk, sevgi, hoşgörü, barış, kardeşlik ve tasavvufi öğretileriyle evrenselleşen Mevlana'nın türbesinin bulunduğu Müze, "Mevlana'nın 752. Vuslat Yıldönümü Uluslararası Anma Törenleri" dolayısıyla yoğun günler yaşıyor. Mevlana Müzesi Müdürü Naci Bakırcı, buranın Anadolu Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubat'a ait "Has gül bahçesi" olduğunu belirtiyor. Mevlana'nın babası Bahaeddin Veled'in burayı çok sevmesi üzerine sultan, bahçeyi vakfedip hediye etmiş. İlk yapı, Bahaeddin Veled'in mezarıdır. Mevlana'nın vefatından sonra 1274 yılında bugünkü türbenin ilk şekli inşa edilmiş ve zamanla eklemelerle bugünkü külliyeye dönüşmüştür.
Geçtiğimiz yıl 3 milyon 48 bin 55 kişi ağırlayarak en çok ziyaret edilen müzelerden biri olan Mevlana Müzesi, bu yılın 11 ayında da 2 milyon 776 bin ziyaretçiye kapılarını açtı. Müzenin ciddi bir yabancı ziyaretçi kitlesi de bulunuyor; bu yılki rakam 500 bin civarında. Müdür Bakırcı, müzenin nadir eserlerinden 171 tanesini ilk kez bu sene sergiye koyduklarını ve ziyaretçilerin hem Hazreti Mevlana'yı öğrenirken hem de bu değerli koleksiyonu görme fırsatı bulduklarını ifade ediyor.
İnce işçilikli duvar süslemeleri, çini ve hat eserleriyle zarif bir görsel güzellik sunan müze, tarih ve estetiği bir araya getiriyor. Ziyaretçiler, "Dervişan", "Hamuşan", "Çelebiyan" ve "Küstahan" adlı dört farklı kapıdan giriş yapabiliyor. Mevlana'nın ve bazı Mevlevi büyüklerinin sandukalarının bulunduğu türbe bölümündeki ince işçilik, geçmişin manevi derinliğini yansıtıyor. Avluda ise 1512'de Yavuz Sultan Selim tarafından yaptırılan şadırvan ve diğer çeşmeler estetik bir zenginlik katıyor.
Müze koleksiyonunda, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinden günümüze ulaşan Mevlevi eşyaları, el yazması eserler, zikir tespihleri ve tasavvuf musikisi enstrümanları bulunuyor. Hazreti Osman döneminden olduğu düşünülen dokuz Kur'an-ı Kerim sayfası ile ceylan derisi üzerine yazılmış Kufi hatlı Kur'an sayfaları, müzenin en değerli hazineleri arasında yer alıyor.
Ziyaretçiler, türbeden sonra bahçedeki bölümlerde Mevlevilik kültürü hakkında detaylı bilgi edinebiliyor. "Mevlevi Kıyafetleri", "Türbedar" ve "Vakıf Katibi" gibi bölümlerde, günlük yaşamda ve tarikat ritüellerinde kullanılan objeler sergileniyor. Matbah (mutfak) bölümü ise sadece yemek pişirilen değil, aynı zamanda derviş adaylarının yetiştirildiği, tevazu ve paylaşımın öğretildiği bir alan olarak canlandırmalarla ziyaretçilere sunuluyor.
Müzenin huzur ve dinginlik dolu atmosferi, ziyaretçilerini ruhen bir yolculuğa çıkarıyor.