Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) 2024 yılı verileri, genç nüfus oranının yüzde 15,1'e gerileyerek 1937'den bu yana en düşük seviyeye indiğini ortaya koydu. 15-24 yaş aralığını kapsayan bu grup, Türkiye nüfusunun giderek daha küçük bir kısmını oluşturuyor.
Uzmanlara göre genç nüfustaki azalma, doğurganlık oranlarının düşmesi, evlilik yaşının artması ve şehirleşmenin getirdiği yaşam tarzı değişikliklerinden kaynaklanıyor. Bu durum, Türkiye'nin demografik yapısında köklü bir dönüşüm yaşandığını gözler önüne seriyor.
2024 itibarıyla Türkiye'de genç nüfus sayısı 12 milyon 872 bin olarak açıklandı. Bu sayının 6 milyon 600 bini erkek, 6 milyon 272 bini ise kadınlardan oluşuyor. Ancak bu büyük sayıya rağmen, toplam nüfus içindeki oranları yıldan yıla düşmeye devam ediyor.
Genç nüfus oranının en yüksek olduğu il yüzde 21,5 ile Hakkâri olurken, Siirt ve Şırnak bu ili takip etti. En düşük genç nüfus oranı ise yüzde 12,1 ile Muğla'da kaydedildi. İstanbul'da bu oran yüzde 14,5, Ankara'da ise yüzde 14,3 olarak belirlendi.
Genç nüfusun azalması, iş gücündeki gençlerin oranının düşmesine ve yaşlı nüfusun artışına yol açıyor. Bu da uzun vadede emeklilik sistemleri ile sağlık hizmetleri üzerinde ciddi baskılar oluşturacak. Uzmanlar, bu durumun ekonomik büyümeyi ve toplumsal dengeleri olumsuz etkileyeceğini belirtiyor.
Mutluluk ve Umut Arasında Gençlik
Gençlerin yüzde 56'sı mutlu olduğunu belirtirken, en büyük mutluluk kaynağı olarak ailelerini gösteriyorlar. Ancak yüksek genç işsizlik oranı, bu grubun gelecek beklentilerinde belirsizlik yaratıyor. Eğitimden istihdama kadar birçok alanda yeniden yapılanma ihtiyacı öne çıkıyor.
Uzun Vadeli Politikalar Şart
Demografik fırsat penceresi olarak görülen genç nüfus avantajının kaybedilmemesi için, uzmanlar uzun vadeli ve sürdürülebilir politikaların hayata geçirilmesi gerektiğini vurguluyor. Aksi halde Türkiye, yaşlanan nüfusun getireceği ekonomik ve sosyal sorunlarla karşı karşıya kalabilir.