Yastık altındaki altınların finansal sisteme kazandırılması, Türkiye'nin cari açığını azaltma ve döviz ihtiyacını karşılama konusunda büyük bir potansiyel taşıyor. Ekonomistler, bu rezervin değerlendirilmesiyle finansal sistemin derinliğinin artacağını ve ekonomiye duyulan güvenin güçleneceğini ifade ediyor.
Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Merkez Bankası geçmiş yıllarda, bu altınları sisteme entegre etmek adına çeşitli projeler hayata geçirdi. Kuyumcu destekli altın toplama sistemleri, banka altın hesapları ve sertifikalı altın işlemleri bu girişimlerden bazılarıydı. Ancak, vatandaşların büyük bölümü altını hâlâ fiziki olarak saklamayı tercih ediyor.
Altının Türkiye'de geleneksel olarak hem yatırım hem de hediye aracı olarak kabul edilmesi, yastık altı birikimlerin artmasına neden oluyor. Düğün, nişan ve özel günlerde takı olarak verilen altınlar, uzun vadede evlerde değerli birikimler oluşturuyor.
Uzmanlara göre, bu altınların bankacılık sistemine girmesi yalnızca likidite yaratmakla kalmayacak, aynı zamanda enflasyonla mücadeleye katkı sağlayacak. Ancak bunun için vatandaşlara güven veren politikalar gerekiyor. Vergisel teşvikler, değer koruma sistemleri ve fiziki altın iadesi garantisi gibi uygulamaların etkili olabileceği belirtiliyor.
Yeni Kampanya Yolda
Ekonomik kulislerde, hükümetin yeni bir altın toplama kampanyası hazırlığında olduğu konuşuluyor. Yakında açıklanması beklenen bu programla birlikte, yastık altındaki altının daha geniş bir çerçevede ekonomiye kazandırılması hedefleniyor. Uzmanlar, başarılı bir uygulamanın dışa bağımlılığı azaltabileceğini ve kredi kanallarını genişleteceğini vurguluyor.