10971,52%1,24
42,03% 0,24
48,46% -0,18
5412,27% -0,31
9047,60% 0,46
Yapılan araştırmalar, özellikle 18-29 yaş grubunda dini kimlikten uzaklaşma eğiliminin arttığını ortaya koydu. Genç bireyler arasında “inançsız” ya da “dine mesafeli” tanımlar daha sık kullanılır hale geldi. Bu eğilim; bireysel özgürlük anlayışı, eğitim düzeyi ve dijitalleşme ile ilişkilendiriliyor.
Araştırmada dikkat çeken bir diğer bulgu ise, “inançlı ama dindar değilim” diyen bireylerin oranındaki artış oldu. Bu kişiler, maneviyata önem verdiklerini ancak geleneksel dini ritüellere sıkı şekilde bağlı olmadıklarını ifade ediyor. Bu da dinin daha kişisel ve esnek bir kimlik haline geldiğini gösteriyor.
Sosyologlara göre, Türkiye’de dindarlık oranının düşüşü; şehirleşme, bireyselleşme ve modern yaşam biçimlerinin yaygınlaşmasıyla doğrudan bağlantılı. Eğitim seviyesindeki artış ve sosyal medya gibi dijital etkenler de bu dönüşümde etkili rol oynuyor.
Uzmanlar, Türkiye’deki bu değişimin yalnızca yerel bir olgu olmadığını, dünya genelinde benzer eğilimlerin gözlemlendiğini belirtiyor. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde genç nesiller, dini inançlara daha sorgulayıcı ve eleştirel bir yaklaşımla yaklaşıyor.
Dini Kimlikte Çeşitlilik Artacak
Araştırma sonuçları, önümüzdeki yıllarda toplumun dini yapısında daha fazla çeşitliliğin oluşacağını gösteriyor. Uzmanlar, bu değişimin kamu politikalarında ve sosyal yapıda da yansımalarının olacağını öngörüyor. Değişen değerlerle uyumlu politikalar geliştirilmesi gerektiği vurgulanıyor.